Naima’nın tarihinden:
Bir gün padişah Nef’i’nin “Sihamı Kaza” adlı hiciv mecmuasını okurken fırtına çıkmış ve sarayın civarına bir yıldırım düşmüş. Bunu uğursuz sayan Sultan, mecmuayı yırtıp attıktan sonra Nef’i’ye bundan sonra hiciv söylememesi için emretmiş. Nef’i güya bu yıldırım hadisesinden sonra padişahın gözünden düşmüştü.
Hattâ onu çekemeyen meslektaşlarından bir şair bu münasebetle:
“Gökten nazire indi Sihamı Kazasına
Nef’i dilile uğradı Hakk’ın belâsına”
beytini söylemiştir.
Nef’î, 1635 yılında, Çavuşbaşı Boynu Eğri tarafından 26 Ocak 1635 tarihinde, hicivci dili sebebiyle, sarayın odunluğunda kementle boğularak öldürüldü. Cesedi İstanbul Boğazı’ndan denize atıldı. Kimi tarihçiler O’nun ölümüne sebep olan hicviyesini vezir Bayram Paşa’ya değil de, adeta dostu olan Padişah’a yazdığını ve o yüzden öldürüldüğünü not düşerler.
Ey, açgözlü kalabalıkla, taht çevresini saranlar.
Özgürlüğün, Deha, Şerefin cellatlığını yapanlar.
Kanun gölgesinde sinsice bekleşirken sanırsınız,
Karşınızda adalet yok, hak hep sussun istersiniz!
Lakin, vardır tanrı adaleti de.
Bilesiniz fuhuş sırdaşları!
Korkunç bir adalet bekler sizi.
Altın şıngırtısına duyarsız,
O düşünce, icraatı bilendir!
İşte o an kırıcı lafların,
Size bu kez yararı dokunmaz.
Ve o anda bile tüm kara kanınızla
Ulu, şair kanı yıkanamaz!
1837
(Rusça aslından çeviren:
Melaike Hüseyin)
Mihail Yuryeviç Lermontov
Buradan İndiriniz..
0 yorum